Geçen gün hayatımda yaşadığım en büyük dumuru anlatacağım.. ben yaklaşık 5 senedir internetle uğraşıyorum ve genelde cafeden giriyorum.. her zaman takıldığım cafeye de arasıra yardım ediyorum boş kaldığım zamanlarda.. birgün bir adam geldi ve arkadaşlar dolu olduğu için benim yardımcı olmamı istediler..
yanına gittim okey oynamak istediğini söyledi ve adres çubuğuna bir adres yazmıştı.. doğrusu: www.okey.gen.tr olan adresi adam WWWW.OKİY.KOM.TİRE diye yazmıştı..
İnternet aleminin en büyük dumurunu yaşamıştım.. hiç istifimi bozmadan arkadaşların yanına gittim olayı anlattım herkes cafede yerlere yattı..

)
_______________________________________
İki adam Akmerkez'de karılarını kaybetmiş hararetle arıyorlarmış. Ortada koşuşturup dururken birbirlerine çarpmışlar. Ne oluyor birader demeye kalmamış birisi; "Kardeş kusura bakma karımı kaybettim de onu arıyorum" demiş. Diğeri; "Sende kusura bakma ama bende karımı arıyorum" demiş. Adamlardan birinin aklına bir fikir gelmiş ve demiş ki; "Arkadaşım, madem ikimizde karılarımızı arıyoruz, karılarımızın tipini birbirimize tarif edelim ve ayrı ayrı yerlerde aramaya başlayalım. Eğer rastlarsak saat 12 'de Mc Donald's 'ın önüne gitmesini söyleriz demiş. Diğeri tamam demiş ve başlamış karısını tarif etmeye; "Benim karım sarışın, mavi gözlü, 21 yaşında, 1.75 boyunda, 60 kg, topuklu beyaz ayakkabı ve kırmızı mini etekli tek parça elbise giyiyor" demiş. Ve diğer adama "Senin karın nasıl biri ?" diye sormuş. Diğer adam; "Boşver benimkini seninkini arayalım..."
__________________________________________
Herifin biri doktora gitmis, doktor demis, benim seyim acayip uzun, 25 inch kadar. Yani naapsam olmuyo, derdime bir care demis. Doktor: -Valla kardes, ben buna bisey yapamam ama bizim mahallenin bi buyucusu var, istersen seni oraya gonderiim d ...
_________________________________________
ıdris methini çok duyduğu için Afrika ya safariye gitmiş. Ufak ufak
avlanmaya başlamışlar. Akşam safariye çıkanlar konuşuyormuş. ışte,
ben bir aslan vurdum, ben iki kaplan vurdum. Bizimkine sıra gelmiş:
- "Pen içi tane nobum furdum."
Safariciler, herhalde bir şey vuramadı, kafadan atıyor, diye
geçiştirmişler. Ertesi gün av dönüşü yine şunu vurdum, bunu vurdum
diye konuşulurken ıdris yine döktürmüş:
- "Pen içi tane daha nobum furdum."
Avcılar, bu adam yine atıyor diye düşünmüşler. Daha ertesi gün sıra
bizimkine geldiğinde yine;
- "Peş nobum daha furdum", deyince dayanamamışlar. Yahu kardeşim nasıl
bir şeydir şu nobum?
- "Valla, pen elimde tüfek ile dolaşayrum. Çalularun arasundan
"Noo buumm , noo buumm" diye kara kara pi şeyler pağura pağura çikayi,
pen de furayrum."
_________________________________________
Sultan en güvendiği adamını Arabistan a hünkar göndermiş.
Hünkar, Arabistan da gezerken bakmış, Araplar entari giyiyorlar ama alta donları yok. Bir rüzgar esti mi, manzara felaket! Haber salmış, altına don giymeyenler kadı huzuruna çıkartılıp, hapsedilecek. Aradan günler geçmiş Arabın bir tanesi don giymemiş ve ilk rüzgarda olay fark edilmiş. Kadı huzuruna çıkartmışlar. Kadı sormuş:
- Adın?
- Aptülmecit
- Baba adın?
- Aptülleziz
- Evli misin?
- 5 tane karım var!
- Kaç çocuğun var?
- İlkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16, dördüncüsünden13, beşincisinden 18 tane.
Kadı kararını vermiş ve söylemiş: - Aptülleziz oğlu,Abdülmecit’in,don giymeye vakti olmadığından beraatine karar verilmiştir!
______________________________________________
Genç ve güzel sekreter son günlerde iyice açik saçik giyinmeye baslamis.
Özellikle yürüdügü zaman ortaya çikan görüntü genç patronun aklini çelecek
duruma gelmis. Birgün yine bu ortam olusunca, patron kapiyi kilitlemis ve
sekretere karsisindaki koltuga oturmasini söylemis. Sekreter koltuga öyle bir
oturmus ki, genç patronun gözleri yuvasindan oynamis. Sekreterin dizlerine
ellerini koyarak sormus :
- Bu satilik mi?
Sekreter tokati indirmis ve buz gibi öfke dolu bir sesle:
- Elbette hayir. Siz beni ne saniyorsunuz?
Patron hiç istifini bozmamis :
- Eger satmayi düsünmüyorsan reklamini da yapma..***tutum***
___________________________________________
Temel, seyahate çıkmış. Uzun zaman evinden ayrı kalmış. Bir akşam bir kente gelip küçük bir otele inmiş.
Odasına yerleştikten sonra, aşağıya telefon etmiş. Telefonu otelin sahibi açmış.
Temel, ne istediğini söylemiş:
Bana bir fahişe bulup gönderin.
Bunu söyledikten sonra telefonu kapatmış. Otelin sahibi şaşırmış. Yanında duran karısına dönmüş:
Demin gelen müşteri kadın istiyor...
Otelin sahibinin karısı öfkeden deliye dönmüş:
Terbiyesiz adam, ne zannediyor bizim otelimizi. Hemen git o müşteriye ağzının payını ver...
Otel sahibi, müşteriye ağzının payını verme fikrini pek tutmamış:
Adama ne söyleyeceğim karıcım, bir terbiyesizlik eder, başım derde girer...
Kadın çok sinirliymiş:
Sen gitmezsen, ben gider söylerim...
Ve, hışımla merdivenleri çıkıp Temel in ağzının payını vermeye gitmiş. Kocası da aşağıda bekliyormuş. Yukardan gürültüler gelmeye başlamış.
Onbeş yirmi dakika sonra Temel aşağıya inmiş. Üstü başı yırtılmış, yüzü tırmıklanmış...
Otelcinin yanına gidip bir güzel çıkışmış:
Ne biçim kadın göndermişsin be. İstemem diye tutturdu. Becerene kadar anam ağladı.
_________________________________________